"Özgürlüğe saygı"
Sahi nedir bizim müştereklerimiz? Yaptığınız araştırmanın sonuçlarını çok merak ediyorum. Asla yıpratılamayacak, kutuplaşma zamanlarında un ufak olmayacak kalıcı, geleceğe yönelik değerlerle yola çıkalım derim.
Önce kız bebeklerimize pembe, oğlan bebeklerimize mavi giydirmekten vazgeçsek... Çocuklarımızı kız-oğlan diye ayrımcılığa uğratmadan eşit fırsatlarla donatsak... Dünyamızın en büyük eşitsizliği cinsel kimliklerimizden yoğruluyor. Kadınlarla erkekler eşitlik ortak değeri üzerinde anlaşmalılar.
Kâğıt üzerinde eşit görünen, ama köken itibarıyla ayrımcılığa uğrayan yurttaşlarımız olduğu sürece huzur bulamıyoruz. Bu topraklarda doğmuş büyümüş, doğacak büyüyecek herkesin başta yaşama hakkı bütün haklardan eşit biçimde yararlanmasını sağlayacak değeri en yüksekte tutmak o kadar mı zor?
İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti gibi değerlerin içini boşalttığımız süreçlerden sık sık geçiyoruz. Bir kamyon gelip ifade ve inanç özgürlüğümüzü çiğnemiş olabilir. Bir kesim ille de kendi fikirlerinin ifadesini toplum için yeterli bulabilir. Yine bir başka kesim sadece kendi inancını ifade etmeyi yeterli özgürlük sayabilir. Durum böyle geliştiğinde toplumsal hayat belli bir noktada tıkanacaktır. Hayatın lokomotifini özgürlüklerin sağlayacağı enerjiye sarılarak çalıştırabiliriz.
Farklı ülkelerin ortak değer olarak saydığı başlıklara göz attığımda biraz rahatladım. Kimi ülkelerin ortak değerler listesinde insan hakları ve özgürlükler yer alıyor.
Ülkemizde acaba “Ben hukuk devleti istemem”, bu benim değil, Fransa’nın değeridir diyen çıkar mı? Çıkarsa, bunu dediğine bir gün muhakkak pişman olacaktır. Aynı şekilde “İnsan hakları” saçmalığı da neymiş diyen siyasiler zaman zaman iktidara gelebilirler. Fakat hepimiz biliriz ki bu liderler işbaşına gelirken uymayı taahhüt ettikleri anayasalarda “insan haklarına” saygılı olmayı da taahhüt etmişlerdir.
Yükselen değerimiz Anayasa’nın hak ve özgürlükler bölümüne saygı olabilir. Bu ve benzer müştereklere hâlâ sahip değilsek bir yolunu bulup bol bol edinelim.