Gölgeden Hayata Değerlerimiz


Masal Kutusundan ortak değerler çıktı

Atölye Sanat, 2010 yılında İstanbul Avcılar’da bir araya gelen gençlerin kurduğu, birlikte fikir ürettikleri bağımsız bir yapı. Bu çatı altında 8 yıldır yetişkin tiyatrosu, çocuk tiyatrosu, kısa film, müzik, şiir, performans çalışmaları gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar, engelliler ve evsizler gibi toplumun dezavantajlı kesimleriyle ve sokak hayvanlarıyla ilgili pek etkinlik gerçekleştirilse de, tiyatro merkezli işler hep ağırlıkta oldu.

Atölye Sanat’ta, tiyatro sanatçısı Alper Özgen’in liderliğinde 7 yıldır Gölge Tiyatrosu da yapılıyor. Özgen, Ortak Değerler Destek Programı’na da ‘Gölgeden Hayata’ ismini verdiği Gölge Tiyatrosu projesiyle katıldı. İlköğretim çağındaki çocuklara ortak değerleri sanatla anlatmak istiyordu. Çocukların eğitimleri sırasında edindikleri bilgilerin, sevdikleri bir kahramandan duyup gördükleri zaman pekiştiğine inanıyordu. Sanat da, tam bu noktada, eğitimin destekleyicisi rolünü üstleniyordu. Özgen, geleneksel tiyatroyu temel alarak, öğretileriyle toplumumuzun ortak değerlerini yansıtan Nasreddin Hoca gibi karakterleri hayal perdesine taşımaya karar verdi. Nasreddin Hoca dışında, Keloğlan, Karagöz, Hacivat ve Alaaddin gibi karakterler de bu projenin bir parçası olacaktı. Hayal perdesiyle çocukların hayal dünyasına katkı vermekle kalmayıp onlara hayattan öğretiler sunacaktı.  

Özgen’in projesi, desteğe hak kazandıktan sonra öncelikle bu projeye uygun, gölge tiyatrosu karakterlerinin değerlere vurgu yaptığı bir oyun yazıldı. Karagöz ve Hacivat ile dostluk, Nasreddin Hoca ile hoşgörü, Alaaddin ile adalet, Keloğlan ile sevgi anlatılacaktı. Yazılan oyun, yeşil saçlı çocuğun hikayesiyle başlıyor. Bu çocuk okulda arkadaşları tarafından dışlanıyor; diğer çocuklar onu aralarına almıyor, onunla oynamıyorlar. Bu yüzden, yeşil saçlı çocuk ailesine ve çevresine saygısız ve saldırganca davranmaya başlıyor. Babası ise bu duruma çok dertleniyor. Bir gün ormanda yürürken, bilge Çınar Ağacı babaya seslenerek her şeyden haberdar olduğunu söylüyor ve ona akıl veriyor. Baba çocuklara bir ders vermek için, onlara hem merak edecekleri hem de fark etmeden birlikte eğlecekleri bir plan hazırlıyor. Bu plan, çocukları masal kutusuyla tanıştırıyor. Bu sayede masalları ve masallarda gizli olan değerleri öğreniyorlar. Örneğin, Alaaddin’in masalında iki bulutun kavgası konu ediliyor. Gökyüzünde kim yaşayacak kavgası... Alaaddin, uçan halısıyla gökyüzüne çıkıp bulutları barıştırıyor. Barıştırırken de adil olanın gökyüzünü paylaşmak olduğunu, burada birlikte yaşamaları gerektiği anlatıyor.

Çocuklar ritimle ortaklaştı

Özgen’in çalışmasında, ortak değerler hikayeler yoluyla birleştirilerek Masal Kutusu adlı bir oyun tasarlandı. Kutu açıldığında çıkan masal üzerinden bir değer anlatılacaktı. Her oyun için söz ve müziği tamamen özgün besteler yapıldı, bunların kaydı alındı; her hikayenin kendine ait bir şarkısı oldu.  Gidilen devlet okullarında, ilk olarak çocuklarla ritim çalışması yapılarak bütün çocuklar ritimle ortaklaştırıldı. Ritim çalışmasının ardından, Masal Kutusu oynandı; çocuklar bu oyun aracılığıyla ortak değerleri öğrendiler. Oyunun ardından ise çocuklara, ellerinde kalıcı bir şey olması ve evde anne babaların da görüp çocuklarıyla üzerine konuşması için, oyunda geçen karakterlerin çizimlerinin ve değer odaklı diyaloglarının yer aldığı ‘değer kartları’ dağıtıldı. “Ben bu projenin sadece çocuklara değil, anne babalara ve öğretmenlere de ulaşmasını istedim” diyor Özgen, “Yetişkinlerin zaten ortaklaşamama sorunu var. Bu çalışmanın çarpan etkisi olacağını biliyordum. Çocuklar ortak değerlerimizi bir oyunla içselleştirebilirler ama iş biraz da öğretmene ve ebeveyne düşüyor. Biz çocuklarla oynarken öğretmenler izledi. Dağıttığımız kartlar ise evlere gitti. Çocuklar hem öğretmenleriyle hem de aileleriyle ortak değerlerimizi konuştular.” Özgen, bu destek programı sayesinde bu tür faaliyetlere ihtiyaç olan, normalde ulaşmakta zorlandıkları yoksul mahallelerdeki devlet okullarına gittiklerini, 8 okuldaki 52 seansta 7 binden fazla çocuğa dokunduklarını söylüyor.

Sonuç olarak, bu çalışmayla 7 binden fazla çocuğa, onların öğretmenlerine ve ailelerine ulaşıldı ve ortak değerler konusunda farkındalık sağlandı. Bu farkındalığın toplumsal dayanışmanın temelini sağlamlaştıracağını belirten Özgen şöyle diyor: “Farklılıklarımız ayrışma değil, zenginliğimizdir. Ortaklaşmayı çocukken başarabilmek, ayrışmanın ve ötekileştirmenin travmalarını azaltacaktır.” Özgen ve arkadaşlarının bundan sonraki hedefleri, kırsaldaki çocuklara ulaşarak değerler etrafında onları buluşturmak.



  • PAYLAŞ

DİĞER DEĞERLİ HABERLER

Birlikte Yaşayabilecek miyiz

Geleneksel Lezzetlerimizde Ortak Değerlerimiz

Küçük Ritimler Büyük Adımlar

Oyun Atlası

Sen de Dinle

Siz Küçükken Biz Büyürken

Çocuklar için güneş oldular

700 köpeğin babası

Çocukların doğaya merakını artırıyor

Motoruyla çocuklara yardım peşinde

Çocuklar okusun diye…

Bakkala gidip veresiye defterini satın aldılar

Canlara nefes oluyorlar

Bir kişinin vizyonu her şeyi iyileştiriyor

Yarı bakkal yarı kütüphane

Yeşil sevdalısı çaycı

Bir kitapla mucize yaratan öğretmenler

İyilikleri paylaşıp fayda sağlıyorlar

Yarına Umut Olan İki Arkadaş